BİR TUTAM DÜNYA

    Anadolu topraklarında yetişen zengin bitkiler , büyüklerin ilmi ve tecrübesiyle birleşince çok kıymetli kadim bilgiler ortaya çıkıyor. Sizi gönlümüzü ferahlatan   Ayşe Teyzeyle tanıştırmak istiyorum.  Ömrü  ilim yolunda çabalamakla, çalışmakla  geçmiş mütevazi bir hanımefendi.  Ayşe Teyzenin ;  “ Her bitkinin içinde bir dünya  var. “ sözünü ben kulağıma küpe ettim. O dünya, isteyene kapısını aralıyor.  İstemek ise  niyet etmekle başlıyor. Bende niyet ediyorum bu güzelliklerin peşinden koşmaya !    Buyrun,  Ayşe Teyzeyle tanışalım. Keyifli Okumalar !

  Kendinizi tanıtır mısınız ?

Cevap:  İsmim Ayşe ULUN. 55 yaşındayım. Kahramanmaraş’ta doğdum, büyüdüm. Halen de Kahramanmaraş’ta ikâmet etmekteyim. Evliyim. 3 çocuk annesiyim. Ayrıca 2 torunum da var. Dışardan ortaokulu ve liseyi bitirdim. Ardından üniversite sınavlarına hazırlandım. İlahiyat ön lisans mezunuyum.  Mutlu bir insanım, biraz da idealist bir yapıya sahibim. Yani korkum, çekincem yoktur. Bir Müslüman olduğum için, teslim olduğum için mutluyum aslında. Birçok vakıfta yönetici ve gönüllü pozisyonlarında yer aldım. Örneğin; Uluslararası Öğrenci Federasyonu Derneği aracılığıyla yabancı öğrencilere koruyucu annelik yaptım. Eğitim aşkım hiç bitmedi. Hipnoz eğitimi, enerji eğitimi , sülük ve hacamat ( normal hacamat ve ileri decere hacamat olmak üzere) eğitimleri , dil eğitimleri aldım.

  Sizi bitkilerin dünyasına yönelten şey ne oldu ?

 Cevap:  Annem ben küçükken mide ağrısı çeken biriydi. Kendimi bildim bileli annemin midesi ağrırdı. Ona perhiz tabakları hazırlardım. Mesela yumurta yediği zaman, maydanoz yediği zaman midesi ağrımazken mercimek köftesi yediği günlerde çok ağrısı olurdu. Bunların sebebini merak ediyordum ve öğrenme sürecim bu şekilde artarak devam etti.  Çocukluğumdan kalma birkaç anıdan da bahsedeyim. Bir gün annem görmeden tabaklarından birini aldım, sabunu erittim, iyice kaynattım ve şişeye  doldurdum. Sıvı sabun yapmak istemiştim ancak başka ne koyacağımı bilememiştim. Bir gün de annemin başka bir tabağını alıp erik sakızı erittim. Bizim buralarda erik sakızı çok olur. Erik sakızını ( reçinesini) eritip içine kırmızı boya da ekleyip tırnak boyası yapmaya çalışmıştım. Bu şekilde annemin de iki tabağı gitmiş oldu tabi. ( Gülüşmeler 😊 )

   Hayallerinizden bahsetmek ister misiniz ?

Cevap:  Maraş olaylarından dolayı o dönem babam okumama izin vermemişti . Okula devam etseydim tıp okumayı çok isterdim. Hayallerim hep vardı ama yarınları kötü hayal etmedim. Kötü günlerimi iyi olacak diye düşünerek hayal ettim.

Çevrenizdeki insanlar çalışmalarınızla ilgili ne düşünüyor ?

Cevap: Çok memnunlar. Telefonum genelde susmaz,  karışımlar yapıp insanlara yardımcı oluyorum. Mesela boy uzatmak için özel bir yağ karışımım var. Bunu dirseğe, bileğe , eklem yerlerine sürerek uyguluyoruz. 1 aylık kullanım sonucunda güzel bir netice aldık.  Örneğin ,

Çam yosununu toplayıp zeytinyağında bir ay bekleterek çam yosunu yağı elde ediyoruz. Bu yağı pek çok şeyde kullanıyoruz.

Nar çekirdeği yağı yüksek miktarda antioksidan içeriyor, bu yağı saç diplerindeki kaşıntı problemlerinde kullanıyoruz.

Öte yandan alerjen kaşıntılar için demir suyu ile yapılan vücut ovması çok şifalıdır. Maraş’ta demircilerden demir suyu alırız. Su ne kadar koyu renk olursa o kadar efdal demektir. Kepekli buğday kabuğunu yıkayıp haşlamak da başka bir yöntem. Yine aynı şekilde keseli bir banyodan sonra yapılacak vücut ovması bu sıkıntıyı giderir.

Yaptığım yağ karışımlarının yanında göbek düşmesi tedavisini de Allah’ın izniyle yapıyoruz.

Her otun içinde bir dünya var. İnanıyorum ki, her şey bizi dinliyor. Biz de onları dinlemesini bilirsek…

Başta biz gençlere olmak üzere buradan insanlara tavsiye edebileceğiniz bir şeyler var mı ?

Cevap:  İçinde bulundukları anın en değerli an olduğunu , insanlık adına ellerinden ne geliyorsa yapmalarını tavsiye ediyorum. Bu bir ağaç dibi kazmak olur, ilaç üretmek olur, tebessüm etmek olur.  Mutlu olmak için bir sebep aramasınlar. Mutlu olmak için teslim olmak yeter.  Teşekkür ederim. Allah’a emanet olun.